Ben Aldırma

Ciltte meydana gelen leke, ben ve kitlelerin çoğu zararsız gibi görünse de bazı durumlarda ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabilir. Her insanın vücudunda farklı renk, boyut ve şekillerde cilt lezyonları bulunabilir. Bunların bir kısmı doğuştan gelirken bir kısmı da yaşam boyunca çevresel etkenler, hormonlar veya genetik yatkınlık sonucu ortaya çıkar. Özellikle zaman içinde değişim gösteren benler veya cilt altı kitleler, dermatolojik açıdan dikkatle incelenmeli ve gerekirse çıkarılmalıdır.

Ben Aldırma Nasıl Yapılır?

Ben aldırma işlemi, öncesinde benin yapısı ve özellikleri dermatoloji uzmanı tarafından değerlendirilir. Şüpheli görünüme sahip benlerde dermatoskop adı verilen özel bir cihaz kullanılarak detaylı inceleme yapılır. Eğer benin kötü huylu olma ihtimali varsa, genellikle çıkarılarak patolojik incelemeye gönderilir.

İşlem öncesinde, benin bulunduğu bölgeye lokal anestezi uygulanır. Bu sayede hasta işlem sırasında ağrı ya da rahatsızlık hissetmez. Ben alma işlemi, benin boyutu, derinliği ve bulunduğu yere göre farklı yöntemlerle yapılabilir. En yaygın yöntemlerden biri cerrahi eksizyondur. Bu yöntemde ben, etrafındaki küçük bir sağlıklı doku parçası ile birlikte bistüri yardımıyla kesilerek alınır. Ardından kesi yapılan bölgeye dikiş atılır. İşlem sonrasında alınan doku laboratuvara gönderilerek incelenir.

Bazı benler için daha yüzeysel ve iz bırakmayan yöntemler tercih edilebilir. Bu yöntemler arasında lazerle yakma, elektrokoter (ısı ile yakma) ya da plazma enerjisiyle buharlaştırma gibi teknikler bulunur. Bu yöntemler genellikle iyi huylu, yüzeyel ve estetik amaçla alınmak istenen benlerde kullanılır.

İşlem sonrası bölge steril pansumanla kapatılır ve hasta günlük hayatına dönebilir. Dikişli yöntemlerde genellikle 7-10 gün sonra dikişler alınır. Doktorun önerilerine uyulması, yaranın enfekte olmaması ve iz kalmaması açısından oldukça önemlidir. Ben aldırma işlemi kısa sürede tamamlanan, doğru planlandığında güvenli ve etkili bir uygulamadır.

 

ben-aldirma

 

Benler (Nevüsler) ve Kanserleşme Riski

Benler, ciltte melanosit adı verilen pigment hücrelerinin bir araya gelmesiyle oluşan genellikle kahverengi, siyah veya cilt renginde olabilen lezyonlardır. Doğumsal olarak bulunabildikleri gibi yaşamın ilerleyen dönemlerinde, özellikle ergenlikte veya hamilelik gibi hormonal değişikliklerin yaşandığı dönemlerde de ortaya çıkabilirler. Vücutta ortalama 10 ila 40 arasında ben bulunması normal kabul edilir.

Çoğu ben iyi huyludur (benign nevüs) ve hayat boyu sabit kalır. Ancak bazı benler zamanla yapısal değişim göstererek melanom adı verilen ciddi ve potansiyel olarak ölümcül deri kanserine dönüşebilir. Melanom, cilt kanserleri arasında en agresif seyirli olanıdır ve erken evrede tespit edilmezse diğer organlara metastaz yapabilir. Bu nedenle benlerin düzenli olarak gözlemlenmesi son derece önemlidir. Riskli benlerin tespiti için "ABCDE kriterleri" kullanılır:

  • A (Asimetri): Benin iki yarısı birbirine benzemez.
  • B (Border/Sınır): Kenarları düzensiz, girintili çıkıntılıdır.
  • C (Color/Renk): Farklı renk tonları içerir (kahverengi, siyah, kırmızı, mavi vb.).
  • D (Diameter/Çap): 6 mm'den büyükse risk artar.
  • E (Evolution/Evrim): Zamanla boyut, renk veya şekil değiştirir.

Cilt Altı Kitleler ve Yağ Bezi Tümörleri

Cilt altı kitleler, derinin altında gelişen ve genellikle çıplak gözle fark edilen anormal yapılar olarak tanımlanır. Bu kitleler farklı dokulardan kaynaklanabilir; en sık karşılaşılanları yağ dokusundan oluşan lipomlar ve ter bezlerinden köken alan hidradenom gibi tümöral yapılardır. Lipomlar genellikle yumuşak, hareketli ve ağrısızdır. Cilt altında bezelye veya ceviz büyüklüğünde hissedilirler. Hidradenomlar ise daha derin yerleşimli olabilir ve nadiren ağrıya neden olabilir. Bu tür kitlelerin çoğu iyi huyludur (benign), fakat büyüklükleri arttıkça estetik ya da fonksiyonel sorunlara neden olabilirler. Örneğin eklem çevresinde yerleşen bir kitle hareket kısıtlılığı yaratabilir veya sık kıyafete takılan bir lezyon ciltte tahrişe neden olabilir. Ayrıca, enfekte olduklarında ağrılı, kızarık ve sıcak hale gelerek klinik müdahale gerektirirler.

Bazı cilt altı kitleler, nadir de olsa kötü huylu (malign) tümörlere dönüşebilir. Özellikle hızlı büyüyen, sert yapıda olan, çevre dokulara yapışık hissedilen ya da ağrılı kitlelerde kötü huylu olasılığı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu tür lezyonların erken dönemde değerlendirilmesi, tedavi sürecinin başarısı açısından kritiktir. Tanı için genellikle fizik muayene yeterli olmakla birlikte, şüpheli durumlarda ultrasonografi, MRI veya biyopsi gibi ileri tetkiklere başvurulur. Gerekli görülen durumlarda kitle cerrahi olarak çıkarılır ve patolojik inceleme yapılır. Erken tanı sayesinde ciddi olabilecek birçok hastalık henüz başlangıç aşamasında tespit edilerek tedavi edilebilir.

Hemanjiomlar

Hemanjiomlar, kan damarlarının yapısal anormallikleri nedeniyle oluşan, iyi huylu (benign) damar tümörleridir. Çoğunlukla doğumsal olan bu lezyonlar, bebeklerde yaşamın ilk haftalarında ortaya çıkar ve genellikle ilk bir yaş içinde hızla büyüme eğilimi gösterirler. Cildin yüzeyine yakın yerleşen hemanjiomlar, parlak kırmızı, mor ya da mavimsi renkte olup, halk arasında “şarap lekesi” ya da “doğum lekesi” olarak da bilinir. Hemanjiomlar genellikle baş, boyun, yüz ve gövde gibi bölgelerde yoğunlaşır. Yüzeysel (kapiller hemanjiom) olanlar deriye kabarık yapıdadır; derin yerleşimli olanlar ise cilt altında daha geniş alanlara yayılabilir. Nadir de olsa karaciğer, beyin gibi iç organlarda da gelişebilirler. Çoğu durumda iyi huylu seyirli olan bu lezyonlar, çocukluk çağının ilerleyen dönemlerinde kendiliğinden küçülerek kaybolabilir.

Ancak hemanjiomlar bazı durumlarda büyüklükleri, yerleşim yerleri veya hızlı genişleme göstermeleri nedeniyle tıbbi müdahale gerektirebilir. Özellikle göz kapağı, burun, ağız çevresi ya da genital bölgede yerleşmiş olanlar görme, solunum veya beslenme gibi temel fonksiyonları engelleyebilir. Ayrıca kanama, ülserasyon veya enfeksiyon riski taşıyabilirler. Tedavi seçenekleri hastanın yaşı, lezyonun boyutu ve yerleşim yerine göre belirlenir. Beta-bloker ilaçlar (örneğin propranolol), kortikosteroidler, lazer terapisi, elektrokoterizasyon, plazma enerjisi uygulamaları ve cerrahi eksizyon gibi yöntemler kullanılabilir. Gerekli vakalarda lokal anestezi altında kısa sürede yapılan girişimsel işlemlerle hem tanı konulabilir hem de tedavi sağlanabilir. Özellikle kozmetik kaygıların ön planda olduğu durumlarda estetik cerrahi desteği ile başarılı sonuçlar elde edilebilir.

Doğumsal Anomaliler hakkında bilgi almak isterseniz ilgili linke tıklayabilirsiniz.

Sosyal Medyada Paylaş:

Bunlar da İlginizi Çekebilir

maxillofasiyal-cerrahi
Maxillofasiyal Cerrahi

Yüz deformiteleri, kemik şekil bozuklukları, gözkapağı ve burun deformiteleri, çene ş…

Devamını Oku
el-cerrahisi
Ankara El Cerrahisi

Uzman hekimler, tüm kazalardan sonra el yaralanmaları, parmaklar ve parmaklar için 24…

Devamını Oku